Lezzetli Truva Atı: Delibal

Hiç şüphe yok ki günümüzde en çok tüketilen besin maddelerinden biri baldır. Her sabah kahvaltı sofralarımızda bulundurur ve şeker yerine tatlılarımıza ekleriz. İnsanoğlunun balı tüketmesi günümüzden 8 bin yıl önce başladığı düşünülmektedir. İspanya, Valencia’daki bir mağarada M.Ö. 6000 yılına tarihlendirilen bir duvar resminde, bal üreten arılar ve o balı toplayan bir insan resmedilmiştir.

Yöreden yöreye göre değişse de ülkemizde yaygın olarak tüketilen 15 farklı bal çeşidi vardır. Peki bu çeşitliliği neye borçluyuz? Arıların polenlerini ve nektarlarını topladığı bitkilere göre balın çeşidi değişebilmektedir.

Delibal ise ormangülleri (Rhododendron) familyasına ait bitkilerin polenlerinin veya nektarlarının arılar tarafından toplanmasıyla üretilen ve toksin etkisi olan bir bal çeşididir. Toksin etkisini, orman güllerinin yapraklarında ve çiçeklerinde bulunan grayanotoksin denilen zehirli bir madde sebep olur.

Grayanotoksin içeren delibalı aşırı tüketmenin sebep olduğu halsizlik, bilinç kaybı ve halüsinasyon gibi etkileri vardır. Birçok tarihi kaynakta ormangülleri bitkilerinden elde edilen bu baldan ve zehirlenme belirtilerinden bahsedilmiştir.

Bu kayıtlardan en eskisi, Xenophon’un (MÖ 430-354) MÖ 401 yılında kaleme aldığı ‘On Binler’ in Dönüşü (Anabasis)’ adlı kitabında rastlanır. Xenophon’un 10 bin askerden oluşan Yunan ordusu, Pers ordusunu yendikten sonra İran’dan Yunanistan’a dönüş yolunda Trabzon yakınlarında  konaklarken askerlerin deli baldan yediklerini ve birkaç saat sonra deli bal yiyen askerlerin kustuğunu ve ayağa kalkamayacak kadar halsiz olduklarından bahseder.

Bir eserinde Aristotales (MÖ384-322), Pontus’ta arıların insanı deliye çevirebilen bir bal ürettiğinden söz eder. Bu kayıtta deli balın şifalı özelliğine de değinilir ve söz konusu balın epilepsi tedavisinde kullanıldığı belirtilir.

Dünyanın önde gelen bal uzmanları arasında sayılan Teksas A&M Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nden Prof. Vaughn Bryant, deli balın tarihte başka savaşlarda da kullanıldığını belirtiyor.

Milattan önce 67 yılında Romalı komutan Gnaeus Pompeius Magnus (Pompey) ve Roma ordusu, Pontus kralı Mithridates’i (VI. Mithridatis) ve Pers ordusunu Karadeniz boyunca takip ediyordu. Durumu fark eden Persliler testiler dolusu bu yerel baldan topladılar ve onları Roma askerleri bulsun diye orada bıraktılar. Roma askerleri balları buldular ve yediler. Baldan zehirlenen askerler savaşamayacak duruma geldiler ve Pers ordusu geri dönüp 1000 kadar Roma askerini öldürdüler.’

Benzer bir taktik, MS 946 yılında Kiev İmparatoriçesi Olga tarafından kullanılmış. İmparatoriçe, düşmanlarını baldan yapılmış bir likörü içmeleri konusunda kandırmış ve bal likörünü içen 5000 kadar Rus askeri ve komutanları sersemlemiş. Bu sayede İmparatoriçe Olga düşmanlarını ortadan kaldırmış.

Kiev İmparatoriçesi Olga

Bu tarihi olaydan ders çıkaran Ruslar bir kaç yıl sonra benzer bir taktiği Tatar ordusuna uygulamış. Savaşta hezimete uğrayan Rus ordusu, terk ettikleri kamplarda kasıtlı olarak delibaldan yapılan onlarca fıçı şarabı arkalarında bırakmış. Fıçıları bulan 10 bin kişilik Tatar ordusu fıçılardaki şarabı içerek halsiz düşmüş ve saldırıya açık hale gelmiştir.

Bazı araştırmacılara ve tarih bilimcilerine göre, deli balın bu yönü ile kullanılması tarihin ilk biyolojik silahı olarak nitelendirilmesine yol açmıştır. Adeta lezzetli ama ölümcül bir Truva atı konumunda.

16-18. yüzyıllar arasında Avrupalılar, fazladan sarhoşluk ve uyuşukluk hissi vermesi amacıyla Karadeniz Bölgesinden ithal ettikleri deli balı içkilerine aşılamışlar. Fransızlar buna ‘miel fou‘ veya ‘Çılgın Bal’ adını vermişler.

Günümüzde deli balın biraz daha farklı bir kullanımı vardır. Kraliyet Kimya Derneği’nin yaptığı açıklamaya göre deli bal, orta yaşlı Avrupalı ve Asyalı erkekler tarafından doğal afrodizyak etkisi ve doğal cinsel performans arttırıcı olması sebebiyle kullanılıyor. Bu özelliği ile Avrupa ve Asya kıtasındaki en pahalı bal konumundadır. Avrupa’nın en büyük deli bal tedarikçisi Türkiye iken Asya kıtasının Nepal’dir.

Bu özelliği ile dünya üzerinde deli bal tüketimi hızla artmaktadır. Bir rapora göre, Güney Kore 2003-2004 yılları arasında sadece Nepal’de 8 tonun üzerinde deli bal ithal etmiştir. Ardından Güney Kore delibal ithalatı 2005 yılında yasaklanmıştır.

Meraklısı için 1 pound (yaklaşık 450 gr) delibalın fiyatı 160 Amerikan Doları.

Peki her delibal grayanotoksin içerir mi?

Dünya üzerinde 700’e yakın ormangülü türü olmasına rağmen ormangülleri familyasına ait her bitki grayanotoksin içermemektedir ve bu yüzden onlardan elde edilen her bal zehirli değildir.

Dünya üzerinde grayanotoksin zehri içerin ormangülleri türleri en yaygın Türkiye ve Nepal’de bulunur. Bu iki ülke dışında Amerika’nın kuzey eyaletlerinde, Brezilya, Japonya ve Avustralya’da da zehirli ormangülleri yetişmektedir.

Türkiye’deki temel yayılış alanları Karadeniz Bölgesi’dir ve bu bölgede özellikle sarı çiçekli ve mor çiçekli ormangülleri görülür.

Örneğin Rize’de “beyaz komar” olarak adlandırılan ormangüllerinden elde edilen Anzer balını günlük hayatımızda sıkça tüketiriz. Diğer bir örnek ise, Himalaya dağları çevresinde “balu” adıyla bilinen çiçeğin yapraklarından üretilen ‘Gurung Balı’, alternatif tıpta bağırsak ağrıları için kullanılmaktadır ve halüsinojik bir etkisi vardır.

Gurung Balı Avcısı

Kökeni  8000 yıl öncesine dayanan ve kültürel bir miras niteliği taşıyan Gurung Balı’nın mistik ve tehlikeli üretiminin detayları için lütfen Gastromani sayfasını ziyaret edin.

Toksin etkisi yüzünden zehirli olarak nitelendirilen ve ülkemizde her sene ortalama 120 kişinin zehirlendiği delibalın içinde barındırdığı antioksidanlar sayesinde mucizevi ve mistik bir iyileştirme etkisi de vardır.

Doktor gözetiminde belirli miktarda tüketilmesi halinde, kış aylarında oluşabilecek; nezle, grip, soğuk algınlığı ve kuru öksürük için iyi gelecektir. Tansiyon, kolesterol ve kronik mide ağrısına iyi geldiği de bulgular arasındadır.

Fazla tüketilmesi durumunda kalpte ritim bozukluğu, boğazda yanma hissi, deri ve gözde kızarma, bulantı, kusma, bilinç kaybı ve halüsinasyon gibi ciddi yan etkiler görülür. Bu belirtiler baş gösterirse vakit kaybetmeden en yakın hastaneye gitmek gerekir.

Deli Bal

Peki gün içerisinde tükettiğimiz ballar ile deli balı nasıl ayırt edeceğiz? Diğer ballara göre acımsı ve buruk tadı, koyu kızıla çalan rengi ile deli bal ayırt edilir.

Deli bal yetişkinlerde kahvaltından önce 1 çay kaşığı ile sınırlı kalması gerekirken çocuklardan uzak tutulmalıdır. Bir kez daha belirtmekte fayda var. Delibal sadece doktor kontrolünde tüketilmelidir.

Yorum bırakın